|
Ünlü oyuncu, yazar, sanatçı Ceyda Düvenci, Bahçeşehir’de veliler, aileler ve öğrencilerle bir araya geldi.
|
Vizyon Koleji Bahçeşehir kampüsü yönetiminin düzenlediği ‘’Vizyoner Ebeveyn Akademisi’’ programı dahilinde gerçekleşen buluşmaya konuk olan Düvenci, yaşam hikayelerinden kısa notlar aktardı, soru ve sorunları dinledi. Anne çocuk iletişimi, eşler arasındaki diyalogların önemi, davranış psikolojisi, toplumsal değerler ve hayata yansıma biçimleri gibi önemli konularda görüşlerin dile getirildiği sohbet, yüksek enerjisiyle katılımcıları mutlu etti.
ABDÜLKADİR ÖZBEK ‘’ÖĞRENCİLERE İYİ ALIŞKANLIKLAR KAZANDIRMALIYIZ’’
Sunum öncesinde kısa bir selamlama konuşması yapan Vizyon Koleji kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Abdülkadir Özbek, hafta sonunun değerli saatlerini kendilerine ayıran konuklara teşekkür etti. Özbek, kitleye hitaben şunları söyledi;
‘’Salonda, tanıdığımız velilerimizin yanı sıra, ilk kez gördüğümüz misafirlerimiz de var. İlgi ve teveccühleri için teşekkür ediyoruz. Vizyoner Ebeveyn Akademisi programının ilkini gerçekleştiriyoruz. Sizlerle beraber olmaktan dolayı mutluyuz.
Hacettepe İktisat’ta okudum. Gençlik hayalim bankacı olmaktı.
Daha sonra hafıza tekniği, hitabet, hızlı okuma, etkili iletişim eğitimleri aldım. Topluluk karşısında konuşmakta zorlanırken, sunum yapabiliyor duruma geldim. Asıl tutkumun öğrenmek ve öğretmek olduğunu fark ettim. Bu konuda neler yapabileceğimi düşünürken fikirler peşi sıra geldi. Üniversitede öğrenci kulübü başkanlığı, Türkiye’nin 81 ilinde seminer ve konferanslar olumlu sonuçlar getirdi. Beş yıl önce Vizyon Koleji kuruldu.
Bizler, burada elbette en iyi kalitede eğitimi vermek için uğraş veriyoruz. Ancak, öğretmen ne kadar nitelikli olursa olsun, kurumsal yapı farklıysa verim alamazsınız. Okulun kültürü çok önemlidir. Ne yapılırsa yapılsın, çocuk öğrenmek istemiyorsa, öğretemezsiniz. Sadece öğrenmesine yardımcı olabilirsiniz.
Bana göre özel okulların ilk ve asli görevi, öğrenciye iyi alışkanlıklar kazandırmak olmalıdır. Vizyon Koleji bu gerçek doğrultusunda çalışmalar yapmaktadır.’’
CEYDA DÜVENCİ ‘’HAYDİ KONUŞALIM’’
Abdülkadir Özbek tarafından sahneye davet edilen Ceyda Düvenci, interaktif bir söyleşi modunda, konuşmak, dinlemek ve bilgileri paylaşmak istediğini söyledi. Konuklardan soru rica eden sanatçı, rahat anlatımı, esprili tanımlamaları ve özel hayata dair cesur vurgulamaları ile dikkat çekti.
Haydi konuşalım sloganıyla başlayan sohbet, tempolu akışıyla, iki saat boyunca derin mesajlarla renklendi.
TANINMIŞ KİŞİ SORUMLULUĞU
Televizyon kanallarında, dizi kuşaklarında, tiyatrolarda, yaklaşık 20 yıldır oyunculuk yapıyorum. Tırnak içinde tanınmış kişi olmanın, sanatçılığın yanında, aile yaşamı, sosyal sorumluluklar ve aydın insan olma gerekliliğine dair mesuliyetler de üstleniyorum . Kütüphanesinde beş bin kitap bulunan, ayda en az on kitap okuma hedefiyle yaşayan bir insanım. Bu nedenle, kendimi ‘Aydın’ sınıfında görüyorum. Çocuk kitapları yazıyorum.
Eylül ayında ikinci kitabım tamamlanmış olacak.
Son yıllarda, oyunculukla mesafelendim.
Söyleşilere zaman ayırmaya çalışıyorum.
İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünde eğitim almaya başlayacağım. Hedefim bir kişi de olsa, insana dokunabilmek.
ÇOCUK ÖRNEK ALIR
Çocuklar, günün %30’luk dilimini okulda geçiriyor. Kalan vakitlerde evde, aileleri birlikteler. Anne ve baba iletişimini gözlemliyorlar. Onlardan etki alıyorlar. Kardeşlerini izliyorlar.
Bakıcı ile diyalog kuruyorlar. Çocuğun gelişimine yön veren tek yerin okul olmadığı çok açık. Anne profili, baba modeli, kardeşle olan ilişki, kişiliğin ve kimliğin oluşmasında yüksek paydaya sahip.
BİREY OLMA YOLUNDA
Çocuklarla ilgili eğitim kısmında, değişik fikirlerim var.
Onlar, özgürlüklerini yaşamalılar. Birey olabilmenin tadına varmalılar. Neyi nasıl yapmaları gerektiğine kendileri karar vermeli. Anne, sadece ona sorulduğunda yanıt iletmeli.
Bir şey yapmak istendiğinde, emek koymasına, mücadele etmesine saygı gösterilmeli, desteklenmeli. Çabasının önüne geçilmemeli. Ayağın çorapsız gezme, üstüne bir şey giy gibi tik ve kalıplara çok girilmemeli.
ERGENLİK ÖZEN İSTER
Ergenlik çağındaki çocukların dünyası farklıdır.
Onlar, birey olma yolundadır ve siz ne derseniz deyin, kafasındaki şeyi yapacaktır. Aynı elbiselere tutkulu olmalarına kızmayın.
Bir modele hayranlık duymuşlardır ve aylarca o kıyafeti giyerler.
Doğaldır. Havanın soğuk olduğunu, yağış gelebileceğini izah ederek şapka giymesi gerektiğini söyleseniz de, anlamaz.
Sadece ‘Şapka’ diye seslenin. Mesajı alacaktır.
PSİKOLOG HAYATTIR
Sosyal medyada 2 milyona yakın takipçim var. Paylaşımlarıma gelen yorumları asla okumuyorum. Özel mesajlara yanıt vermiyorum. Çünkü, o kadar zamanım yok. Kimseye maddi olarak yardım edebilecek pozisyonda değilim. Sadece fikirler sunabiliyorum. Duruşumu farklı algılayıp, haddini aşan iletiler olursa avukatıma yönlendiriyorum. İnsanlara düzenli şekilde psikoloğa gitmelerini öneriyorum. Ben, haftada iki seans terapi alıyorum.
Bazen tepki gösterenler oluyor.
Hasta mıyız ki psikoloğa gidelim diye yakınanlar çıkıyor.
Yaralı kuşakların büyüttüğü, yaralı nesilleriz.
Birbirine aşık olmayan çiftlerin çocuklarıyız.
İstediğimiz değil, verilen hayatları yaşıyoruz.
O nedenle, psikolog desteği değerli, önemli.
Kendisini yaşam koçu, nefes terapisti diyen herkese yaralı bedenlerinizi, ruhlarınızı teslim etmeyin.
Hayat haritanızı doğru insanlarla şekillendirin.
ELALEM NE DER DİYE YAŞAMAYIN
İnsanların fikirleri için yaşamadım. Elalem ne der diye kaygılanmadım. Üç evlilik yaptım ve kendince gerekçeleri, gerçekleri vardı.
Olayları, davranışları kendi süzgecimde seyreltip, ona göre kararlar aldım. Düştüğüm en büyük yanılgı, eş ya da sevgililerle oluşan durumları kadınlar heyetinde onaylatmaktı.
O şunu yapmış, bu bunu demiş ne yapmalıyım gibi destekler istemekti. Bu çok büyük bir hataydı.
Eş, ya da sevgili sana ait. Onu en iyi tanıyan sensin. Problem varsa, yüzüne karşı söylemeli ve anlattıklarını dinlemelisin.
İki kişi de sinirliyse, gerekirse bir müddet ayrı odalarda kalınmalı.
Ama, gece mutlaka aynı yastığa baş konulmalı.
Gerginlik biraz yatışınca, belki klasik bir müzik eşliğinde, önce biri konuşmalı, sonra diğeri. Mesele büyük oranda halledilecektir.
Eşim Bülent’te tartışırken, bana sarılmayı öğretti.
İnanın çok iyi geliyor.
Ruhunuzu, kafanızı açıyor.
Arkadaş ortamları strateji belirleme toplantıları olmamalı.
Nilüfer Devecigil’in ‘’Işığın Yolu’’ kitabını tavsiye ederim.
Hayata dair çok güzel olumlamalar bulacaksınız.
TELEFON DELİSİ OLMAYIN
Saat 21.00’den sonra telefon iletişimi yapmam. Ertesi gün 12.00’ye kadar bu durum sürer. Çok özel durumlar ve ihtiyaca yönelik bilgilendirmeler dışında telefon kullanımına yönelik prensiplerim bellidir. Çocuklarıma, kitap okumaya, aileme ve işime yeterli zaman ayırmak için hassas davranırım. Siz de öyle yapın.
KIZIM İÇİN YURT DIŞI
Türkiye’de özel çocukların eğitimi konusunda ne yazık ki yeterli alternatif yok. Sürekli araştırıyor olmamıza rağmen, doğru kurum bulmakta zorluk çekiyoruz. Bir müddet sonra yurt dışına gitmemiz gerekecek gibi. Şimdilik dirensek te, Melisa lise dönemine geldiğinde yurt dışı seçeneği zorunlu hale gelecek.
Eşim Bülent ve ben bu gerçeğe uyumlu olarak yaşıyor ve planlarımızı ona göre yapıyoruz.
Beni dinlediğiniz, sohbetime katkı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Vizyon Koleji yöneticilerine de saygılarımı iletirim.
|