İstanbul Hayvan Hakları Meclisi, katliam yasasına karşı ses çıkartmaya devam ediyor.
30 Ocak 2025 Perşembe günü Türkiye'nin birçok noktasında yapılan kitlesel eylemler AYM'yi göreve çağırıyor.
Hayvanları barınaklarda ölüme hapseden yasanın AYM tarafından iptal edilmesi talep ediliyor.
Ümraniye barınağında 13 Ekim 2024 tarihli hayvan katliamının ardından başlayan yaşam nöbeti 110. güne yaklaşıyor.
ÖLÜM YASASINA HAYIR
Hayvanseverler artık hemen her alanda aynı sloganları haykırıyor.
-Hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük! -Kurtuluş yok, tek başına, ya tüm türler, ya hiçbirimiz!
-AKP elini hayvanlardan çek!
-Üretimi durdur, ticareti yasakla
-Kan kokuyor, kan kokuyor, barınaklarınız kan kokuyor!
-Yasa değil, bu bir cinayet
-Dur de, dur de katliama dur de.
-Barınaklar, ölüm kampı!
-Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat!
-Bu daha başlangıç, mücadeleye devam!
İstanbul Hayvan Hakları Meclisi Sözcüsü
Özge Koçyiğit'in düşünceleri şöyle;
Bizler yaşam hakkı savunucularıyız.
Hayvanlarla birlikte insanların da onurlu ve özgür yaşam hakkını savunuyoruz.
Hayvan Hakları Savunucuları olarak bir kez daha birlikteyiz ve diyoruz ki acılarımız ortak, seslerimiz ortak.
Ülkede bunca sorun varken neden hala sokak köpekleri hedef.
Ellerinde hiçbir adli tıp raporu, video veya fotoğraf yok, ancak Hakkâri’de yaşandığı iddia edilen bir köpek saldırısı bahane ediliyor.
Çünkü bir kez daha, yıllardır tüm sorumsuzluklarının hesabını vermekten kaçınanlar, suçlarını ötekileştirilenlerin üzerine yıkmaya devam ediyor.
ZULÜM VE ÖLÜM
Türkiye genelinde yıllardır sistematik bir şekilde hayvanlara yönelik katliamlara tanık oluyoruz. Sokakta yaşayan hayvanların korunması amacıyla 2004 yılında çıkarılan yasanın gerekliliklerini belediyeler yıllardır yerine getirmediler.
Köpek ticareti yasaklanmayıp adeta yeni bir pazar yaratıldı. 02.08.2024 tarihinde yürürlüğe giren 7527 sayılı yasa ve onun kanlı yönetmeliği, ihmalin kurumsallaşmış hali olarak karşımıza çıkartıldı.
Bugün birçok şehirden gelen katliam görüntüleri, ihmal ve sorumsuzluk zincirinin açık kanıtıdır.
Görevlerini ihmal eden belediyeler, bu ihmalin faturasını sokakta yaşayan hayvanlara kesmekte; onların yaşam haklarını ellerinden almaktadır.
Halk, bu yasayı bir “katliam yasası” olarak nitelendirdi.
Köpeklerin işkenceyle yaşam alanlarından kopartılarak katliamın önünü açan bu kanlı yasa toplum tarafından kabul edilmedi.
GERÇEKLER ORTADA
Türkiye’de 922 adet ilçe belediyesi var. Bunlardan sadece 189 belediyede bakımevi var. Toplam bakımevi kapasitesi 105 bin.
Var olan bakımevlerinin de kapasiteleri kendi ilçelerine yetmemekte.
Siz bu yasaya dayanarak, olmayan bakımevlerinde, hayvanları alıp ne yapacaksınız.
Kanuna dayanarak, belediyeler sokakta yaşayan hayvanları toplatıp barınaklarda ölüme yollayacak.
Nitekim belediyeler 2028 yılına kadar kapasitesini tamamlamayı beklemeye bile gerek görmeden birbirleriyle yarışırcasına köpek toplama telaşına düştüler.
Ama bizler bakımevi denen yerlerin nasıl yerler olduğunu biliyoruz.
ADALET MÜCADELEMİZ SÜRECEK
Bizler, ne bu sorumsuz kötülük düzenini istiyoruz, ne de bu düzenin bedellerini hayvanların ödemesini istiyoruz.
Sokakta yaşayan köpeklerin popülasyonu kontrol edilebilir ve davranışları iyileştirilebilir. Bizler çocuklara, insanlara, doğaya ve doğanın parçası olan hayvanlara bakmakla mükellefiz. Bizim adımıza sorumluluk üstlenen ve asıl işi hayvanları yaşatmak olması gereken bakımevlerinde hayvanların katledilmesine izin vermeyeceğiz.