Bahçeşehir’in güzelim mekanı Pazartürk.
Kent mirası, gönül sevdası.
Boşaltılan tezgahlar, aldatılan esnaflar, yakılan ağaçlar, yıkılan hatıralar.
Bilen bilir.
Bahçeşehir’in değerlerinden Pazartürk’ün yok edilme projesi Mevlüt Uysal’ın marifetidir.
Boğazköy kapalı pazar alanına geçiş, eski pazar yerinin aylarca atıl bırakılması, kundaklanması, tinercilere mekan olması, hurdalarından çoklu menfaatler sağlanması hafızalardan silinmeyen acı günlerin izidir.
ŞERHİ YOK SAYANLAR UTANSIN
Bahçeşehir’in kurucu konsorsiyumu
Emlak Bankası-Süzer-Mesa-Nurol, Pazartürk söz konusu araziyi 2003 yılında bedelsiz olarak Bahçeşehir Belediyesi’ne devretmiştir.
Devir sözleşmesine şerh eklenmiş, arsanın pazar dışında başka bir amaç ve fonksiyon için kullanılamayacağına dair not düşülmüştür.
Ne olmuşlarsa olmuş, avukat Mevlüt Uysal ve yol arkadaşı Yasin Kartoğlu yolunu bulmuş ve arsa birden sosyal konut alanına çevrilmiştir.
Projenin altından geçen NATO doğalgaz boru hattı büyük tehlikenin çanlarını çalsa da, rant aşkı herşeyin üstesinden gelmiştir.
PARA HAVUZU
Yuvam Bahçeşehir markasıyla ambalajlanan proje Başakşehir Belediyesi şirketi Başakkent A.Ş’nin rant havuzuna dönüşmüştür.
752 daire, 40 ticari ünitenin konut kısmı kura, dükkan bölümü açık artırma yoluyla formülize edilmiş, Başakkent A.Ş’nin yandaş tavrı ve rant paylaşım planı soluksuz işletilmiştir.
Mahalle muhtarları, meclis üyeleri, zabıtalar, müdürler, bürokratlar projeden bol bol nemalanmaktan geri durmamıştır.
Şehit ve gazi aileleri için ayrılan bloklar ne hikmetse açık pazarda amacı dışında isimlere.sunulmuştur.
UNUTMA UNUTTURMA
30 Ekim 2022 tarihinde gerçekleşen açık artırma ile dükkan satış operasyonu dakikalar içinde sona ermiş, önceden belirlenen adres ve kişilere emanetleri teslim edilmiştir.
Pazar alanından rant havuzuna uzanan derin halkanın son zinciri de emlak uzmanı Başakşehir Belediyesi tarafından başarıyla yönetilmiştir.
Pazartürk hikayesi AKP siyasetinin ticari kafasının en acımasız, en somut örneğidir.
Bu kirli çarkın içine girenlerin bir bölümünün muhalefet diye bilinen kanatta yer alması düşündürücüdür.
Kamu kaynaklarını şahsi çıkarları için kullananları teşhir etmekten, ayıplarını, günahlarını, suçlarını dile getirmekten asla vazgeçmeyeceğiz.