2008’de yeni ilçe kimliği kazanan Başakşehir’in bu yıl 10.senesi.
İlçede siyaset yapanlar, bölge hakkında 10 yıllık tecrübe biriktirdiler.
Süreçler akış aldı , krizler atlatıldı, davalar sorgulandı, mücadele olgunlaştı.
CHP, Başakşehir’de 2009 adayı Mehmet Kaban ve 2014 adayı Özgür Karabat ile iki mağlubiyet yaşadı.
İkincisi biraz ağırdı.
Genel seçimler, yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi, referandum dahil, hiçbir seçim arenasında Akp aşılamadı, galibiyet coşkusu yakalanamadı.
Tuhaftır ki, yenilgilerin sonrasında derin analizler yapılmasına gerek dahi duyulmadı.
Yanlışların nereden kaynaklandığı, farkın neden bu kadar açıldığı detayıyla sorgulanmadı.
Skor hezimetleri, genel siyasetin yerele yansıması, Başakşehir’in muhafazakar yapısı gibi poğaça sebeplerle geçiştirilmeye çalışıldı.
Umut, sürekli gelecek maçlara bırakıldı.
2019 yerel seçimlerinin Başakşehir kulvarı her sonuca gebe.
Bunun elbette birbiriyle ilintili çok sayıda nedeni mevcut.
Mevlüt Uysal, ilçeyi sert travmalar içinde bırakıp, başka bir dala sıçradı.
Borç yükü dağlara tırmandı.
Yeni başkan Yasin Kartoğlu, sempatik, pozitif bir profile sahip.
Gülmeyi becerebiliyor en azından.
Selam veriyor, el sıkıyor, dert dinliyor.
Aristokrat edası yok. Halk tipi başkan modeli.
İstanbul’un en genci.
2019’da Akp’nin Başakşehir adayı yüksek ihtimalle o olacak.
CHP, ne alemde?
Partisinin simge ismi Özgür Karabat, hayatının kumarına yelken açtı.
Olağan genel kurulda çok aceleci davrandı. 2019’da Başakşehir’e belediye başkan aday adayı olmayacağını tekrarladı. Feragat listesine bu kez ilçe başkanlığını da kattı.
‘’Bu son’’ diyerek, hedef yolunu biraz daha kısalttı.
2019’da milletvekili seçimlerine konsantrasyon kabarttı.
Sürekli öne çıkma refleksi, gazetelerde, dergilerde, sosyal iletişim mevzilerinde sık ve hep görünme iştahı ile buluşunca, tüm motivasyonu ‘’Genel Seçimler’’ bandına kaydı.
Bana göre çok büyük risk aldı.
İlçenin geleceği ile ilgili kaygıları bir kenara bırakması ve kafayı vekilliğe takması yanlış adımdı.
Başakşehir ne olur, nasıl olur sorularını arka plana attı.
İli, delegeyi, medya vitrinlerini, Ankara kulislerini yüksek voltaj etkileyebilmek adına, var olan tüm enerjisini milletvekilliği dükkanına adadı.
Özgür Karabat’ın bir an önce yerele ve reele dönüp, erken başlayan rüyadan çabuk silkelenmesi lazım. Aksi halde, Başakşehir’de 3.bozgunun sorumluluk ihalesi kendinde kalacak.
Çok iyi niyetine rağmen, bu kez de doğru treni yakalayamazsa, hem imajı, hem de tirajı ağır hasar alacak. Yedekte bekleyen son kozu geleceğin CHP İstanbul İl Başkanı olma ideali, yorgun prestij yumağından çıkış yolu arayacak. Kendisini sever, sayarım. Ailesinden, işinden, özel yaşam seyrinden yaptığı olağanüstü fedakarlıkların farkındayım. Yazdıklarımı da önemsemesini umarım.
Peki CHP’nin adayı kim olacak?
Tarafımıza sızan bilgiler içinde ikisi çok taze, dördü bilinen, biri sürpriz, diğerleri de çeşit katacak 11 aday adayı göze çarpıyor. Tabi, biz gazeteciler Başakşehir’i burada siyaset yapanlarla konuşmuyoruz. Komşu ilçelerden, örgütlerden, tecrübeli politikacılardan, geçmiş dönem milletvekillerinden, ulusal medyada görev yapan gazeteci abilerimizden ve Ankara penceresinden tüyolar alıyoruz.
İrdeliyoruz, rendeliyoruz, sonuçlar yaratıyoruz.
Bu kalabalık talepkar grup içinde iki isim bana göre daha önde.
Kazım Özeren ve Abdülhadi Akmugan. Diğer dokuz aday adayı niyetlisi hakkında konuşmayacağım. Çünkü üçünü ben de tanımıyorum. Güçleri ölçeğinde adaylık yarışına renk katacaklarını tahmin ediyorum. İki tane kadın arkadaşın bu işe odaklanmasını saygıyla karşılıyorum.
Kazım Özeren de, Abdülhadi Akmugan da Özgür Karabat’ın kurmay ekibinden.
Özgür Karabat, Başakşehir’i çok güvendiği iki ismin bir tanesine emanet bırakarak veda edecek.
Diğer aday adaylarının, başkan adaylığı ihtimalleri Sarıgül, Gürsel Tekin, Tekin Bingöl, Erdoğan Toprak gibi seçim simsarlarının vicdanı ve hidayetine göre şekillenecek.
Özeren ve Akmugan’ı enine boyuna düşünün.
Aklınıza bir isim düşürün ve hedefe yürüyün.
Haydi sahaya.
|