çünkü yapılan değişiklik biçimseldir. Bir devletin ve devlet yöneticilerinin çocuklara hediye edebileceği en güzel armağan onların geleceğin donatılmış yetişkinleri olmasına fırsat veren bir eğitim sistemidir. Yeteneklerin keşfedildiği, eleştirel ve hayalci düşünmenin teşvik edildiği, bilginin keyifle öğrenildiği, insani temel değerlerin kazandırıldığı bir eğitim sistemi, ülkemiz çocuklarına bırakılabilecek en zengin mirastır.
Devlet yöneticileri, 4+4+4 adı verilen sistemle ülkemiz çocuklarının, bilişsel, sosyal ve duygusal, fiziksel olarak etkilenecekleri bir içerik değişikliğini de gündeme getirmişlerdir. Bu değişikliklerden bir tanesi; okula başlama yaşının bir yaş erkene alınmış olması ve 60 ayını dolduran çocukların okula başlaması kararıdır. Milli Eğitim Bakanlığı, Mayıs ayında yayınladığı genelgede 30 Eylül 2012 tarihi itibariyle 66 ayını doldurmuş olan çocukların okula kaydının zorunlu olarak yapılacağını, bu tarihte 60-66 ay arasında olan çocukların ise anne-babaların tercihine göre okula kaydedileceklerini belirtmiştir. 1 Haziran 2012 tarihinde ilkokul birinci sınıfa kayıtlar başlamıştır. çocuğu 60-72 ay arasında olan anne-babalar önemli bir karar aşamasında oldukları için halen çocuğunun kaydı konusunda endişeli günler geçirmekte ve kendilerinde oluşan bir çok soruya cevap bulamamanın sıkıntısını yaşamaktadırlar. Anne ve babaları tedirgin eden ve cevabını bulamadıkları sorulardan biri, 2006 doğumlu olup 2012 yılının ocak ayından itibaren 72 ayını dolduran çocuklarla beraber okula başlayacak olmaları ve 60-66 ay arasındaki çocuklarının 72- 84 aylık çocuklarla bir arada okuyup okumayacağıdır. Doğal olarak bu çocukların yanında 60 ya da 66 aylık çocuklar kendilerini çoğunlukla geride kalmış ve dolayısıyla başarısız hissedeceklerdir. Geride kalmışlık ve başarısızlık duygusu kadar insanı yaşamından bezdiren bir başka duygu daha yoktur. Bu nedenledir ki bir çok Eğitim Fakültesi öğretim Görevlileri, çocuk Gelişimcileri, öğretmenler, 60-72 ay arasındaki çocukların İlkokula başlamasına taraftar değillerdir.
Bu endişelerle seslerini duyurmaya çalışanların, endişelerini giderici çözümlerin açıklanması gerekirken, hükümet tarafından ideolojik fikirleri nedeniyle karşı geldikleri, doktor arayışı içinde olanların da çocuklarını geri zekalı olarak tanıtacakları açıklamaları ile karşı karşıya kalmaları itirazı olanların güvenlerini yitirmelerine ve daha çok endişe duymalarına sürüklendiği ve bunca feryada kulaklarını tıkayan yetkililerin zorunlu eğitimi, zorla eğitime döndürdüklerini düşünmekten kendimi alamıyorum, bu mesleğe 43 yılını adamış bir kişi olarak…