Bahçeşehir Hakikat Cemevi Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği 4.Olağan Genel Kurulu, 19 Aralık 2021 Pazar günü yapıldı.
19-26 Aralık 1978 Maraş Katliamı’nın yıldönümüydü.
Dernek binasının içine dışına, girişine duvarına, Maraş’a yönelik tek bir döviz, pankart asılmadı.
Erdal Kablan başkan anma konuşması yapmadı.
Ayşe İşcan Karabay’ın Divan Başkanı’na hatırlatmada bulunması üzerine, emekli öğretmen Hasan Hüseyin Demir şeklen sorumluluk aldı. Maraş’ın anlam ve derinliğiyle hiç bağdaşmayan sözlerle, topluluğu saygı duruşuna çağırdı.
Kimse ne olduğunu anlamadı.
Kime, nasıl saygı ithaf edileceği karıştı.
Bu kadar önemli bir günde, bu kadar yanlış bir yönetim ve irade beyanı Alevi toplumunu temsil ettiğini savunan bir derneğe hiç yakışmadı.
Şimdi yazacaklarımız hakkında dernek başkanıyla görüşme yapmayı denedik.
Genel Kurul üzerinden bir gün geçsin, yeni yönetim dinlensin, nefeslensin istedik.
21 Aralık Salı günü Erdal Kablan’ı telefonla aradık.
Daha önce defalarca olduğu gibi yine cevaplanmadı.
Geri dönülmedi.
Muhatap olma nezaketi gösterilmedi.
Kablan, Genel Kurul’daki konuşmasında ‘’Şeffaf Yönetim’’ sözü vermişti.
‘’Geçmiş dönem hatalarımız oldu, bu dönem telafi edeceğiz.’’ demişti. Samimiyet ve açıklık testini ilk günden geçemedi.
Derneğin Faacebook sayfasını inceledik.
Genel Kurul’a dair tek bir bilgilendirme yoktu.
Beş gün geçmesine rağmen, yeni yönetim kimlerden oluşuyor, 2022-2024 hedefleri nelerdir, çalışma programı nasıl belirlenecek, bir şey paylaşılmamıştı.
Erdal Kablan, kendini hangi mevkide görüyor ve nasıl bir egonun izini sürüyor bilemiyoruz.
Sadece biz basın emekçilerine değil değil, geçmişte derneğe üye olmak için iletişim kurmaya gayret gösteren Alevi vatandaşlara da aynı tutumu sergilediğini, arayacağım deyip aramadığını duyuyoruz. Başkan adayı olmayacağım sözü verip, yeniden başkan olan arkadaşı tutarlı davranmaya ve görevinin hakkını vermeye davet ediyoruz.
Kamuoyunun bilgi edinme hakkına saygı göstererek, kongre notlarımıza geçiyoruz.
20 KİŞİYLE DEVR-İ ALEM
Salonda 20’ye yakın dernek üyesi, 10-12 civarında sivil dinleyici bulunuyordu. Daha önceden veya sonradan gelip katılımcı imzası atılmış olabilir. Bunu yöneticiler bilir.
Ama, salonda oy için el kaldıranların sayısı 20’yi bile yakalayamıyordu.
Oysa Dernekler Kanunu’na göre yönetim ve denetim kurulu üye sayısı toplamının iki katı kadar üyenin Genel Kurul’a katılması gerekir.
Aksi halde Genel Kurul yok hükmündedir.
Yeter imza sayısı iç yöntemlerle halledilmiştir belki de.
Renksiz, heyecansız, çekişmesiz, rakipsiz kongrenin genel iklimi ne bize keyif verdi, ne kendilerine.
DİVAN’DAN ÖNEMLİ MESAJLAR
Divan Başkanı Hasan Hüseyin Demir, Genel Kurul öncesinde kısa bir konuşma yaptı.
Dedi ki;
‘’Cemevi’nin kapısı sürekli kapalı kalacaksa, Perşembe akşamları haricinde etkinlik, faaliyet yapılmayacaksa, üyeliğimi silin.
Ben eşimle beraber her gün gelip burada çay içmek, canlarla sohbet etmek istiyorum.’’
İlk mesaj isabetli ve yerindeydi.
Ardından gündem maddelerine geçildi.
Faaliyet raporunu mevcut dernek başkanı Erdal Kablan okudu.
Denetleme raporunu, denetleme kurulundaki üyelerin okuması gerekirken, onu da Erdal Kablan okudu.
Halbuki, arka tarafta sürekli söz söylem trafiğine karışan Hasan Hüseyin Bozkuş, denetleme kurulunda görevliydi ve raporu onun okuması gerekirdi.
Bozkuş yerinden kımıldamadı.
Bize göre teknik bir hata, eksiklik, usulsüzlük yaşandı.
Kimse suya sabuna dokunmadı.
Raporlar oylandı, onaylandı.
Seçim maddesine gelindiğinde yönetim için isim tavsiyeleri soruldu.
Kısa bir sessizliğin ardından Erdal Kablan, daha önce hazırlanan listeyi Divan Başkanı’na sundu.
RET GECİKMEDİ
Yönetim kurulu listesine yazılan isimlerle daha önce konuşulmuş, istişarede bulunulmuş ve ortak kanaat oluşturulmuştu.
Asil yönetim kurulu listesi, yedek yönetim kurulu listesi derken, sıra Asil Denetleme Kurulu’na geldi.
Denetleme Kurulu 1.sırada adı yazılan Kadir Polat, bu görevi kabul edemeyeceğini söyledi. Prensip olarak çalışmalarına birebir katılamayacağı bir organizasyonda yer alamayacağını, sabah saatlerinde başka bir programda benzer şekilde görev teklifinin geldiğini, onu da reddettiğini belirtti.
Oysa, Kadir Polat ile görüşülmüş mutabakat sağlanmıştı.
Herkes şaşırdı.
Dernek yönetimi, bir kişiyi göreve layık buluyor, saygınlık adıyor ve Alevi toplumu adına beraber yol yürümek için niyet büyütüyordu. Gelen ‘’Hayır’’ cevabının arka planı sonradan anlaşıldı.
Kadir Polat adı listeden çıkartıldı.
Yerine Erdoğan Kara yazıldı.
CEM VAKFI POLEMİĞİ
Polat, derneğin çoğunlukla kapalı olmasından duyduğu rahatsızlığı, hak mücadelesi konusunda gösterilen mücadelenin yetersizliği ve sürecin gelişimi hakkında konuşmaya başladı.
Hakikat’in Cem Vakfı’na bağlanması konusunda dernek yönetimini yavaş davranmakla eleştirdi.
Yönetici Ayşe İşcan Karabay’a yönelik hitapta bulunarak, tartışmayı derinleştirdi.
Ayşe İşcan Karabay’da kararın yönetim kurulu olarak alındığını, bireysel fikrinden çok kurumsal kararın önemli olduğunu, herkesin bu duruma saygı göstermesi gerektiğini vurguladı.
BAĞCILAR ÖRNEĞİ
Kadir Polat’ın Cem Vakfı başlığıyla farklı bir gündem akışı yaratması üzerine üyelerden Oktay Öntaş söz aldı.
Konuşması Hasan Hüseyin Bozkuş tarafından kesilmek istense de, söyleyeceğini yarım bırakmadı;
‘’Çocukluğumdan beri Alevi toplumuna hizmet vermeye çalışan dernek yapılarının içinde oldum. Emek verdim, olumlu sonuçlar yaratmaya çabaladım. Biz, burada neyi konuşuyoruz? Cem Vakfı’na neden bağlanmadığımızı mı?
Bakın size ufak bir örnek vereyim;
Ben Bağcılar’dan geldim. Oradaki Alevi derneğimiz benzer problemlerle boğuşuyordu. Destek istedik. Dayanışma çağrısı yaptık. Cem Vakfı yetkilileri yanımıza geldi ve şöyle dedi;
‘’Tabelanızı buradan indirin. Cem Vakfı Bağcılar şubesi tabelasını koyalım. Sonra da bizim çizdiğimiz program dahilinde çalışmalarımızı planlayalım.’’
Yıllardır saygı duyduğum İzzettin Doğan hocadan böyle bir yaklaşım gördük. Bu teklif mücadelemizin boşa çıkarılması anlamına geliyordu. Elbette kabul edemezdik. Dışarıdan bakınca bizde farklı imaj bırakan Cem Vakfı’nın Akp projelerine yakın olması tepkimizi daha da çoğalttı. Cem Vakfı’nın bizdeki yansıması olumlu değildir. Hem, madem ki seçilmiş yönetim kuruluna bu konuda tercih yapma yetkisi verilmiş, aldıkları kararın arkasında durmak hepimizin görevidir.’’
NACİ ÖZTEN TESPİTLERİ
Naci Özten, Bahçeşehir’de Cemevi hareketinin öncülerinden olduğunu ve Hakikat’in kuruluşunda etkin görev aldığını belirtti.
Akp politikalarını ve Bahçeşehir’deki genel durumu analiz etti.
CANLAR DERNEĞİ’NE DAVA AÇMAYI DÜŞÜNÜYORUM
Türk Halk Müziği sanatçısı ve koro şefi Emine Akkaya, dernek bağlama kursları hakkında bilgiler verdi.
Canlar Cemevi tarafından şahsına mesajlar atıldığını, kişisel bilgilerinin kullanılmasından ve sms yoluyla meşgul edilmesinden rahatsız olduğunu, Akp’ye yakın hareketin temsilcisi Canlar Cemevi Derneği’ni mahkemeye vermeyi düşündüğünü söyledi.
SÖZ ERDAL KABLAN’DA
Günün sonu, Kablan’ın oldu.
Başkan ince noktalara dokundu;
‘’Dernek üyelerimizin whatsApp sayfamıza attığımız mesajları okumadığını görüyorum. Lütfen iletileri okuyun.
Aidat tahsilatı konusunda sıkıntı yaşıyoruz.
Lütfen ödemelerinizi zamanında yapın.’’
VERGİ BORCU BIRAKMIŞLAR
Geçmiş yönetimler 2016-2017 yılına ait vergi borcu bırakmışlar.
Faiz cezasıyla birlikte ödedik.
Derneğimizin ayakta kalması için her türlü fedakarlığı yaptık.
Pandemi koşulları çalışma şartlarımızı zorlasa da hedeflerimizden sapmadık.
TURAN KIZILTAŞ’A SORDUM
Geçmiş dönem dernek başkanlarından Turan Kızıltaş adına bir cep telefonu alınmış. Bu hat Hüseyin Sevinç tarafından kullanılmış.
Dernek üyelerinin bilgileri ve kurumsal içerikler cihaza yüklenmiş.
Biz göreve geldiğimizde 6 ay boyunca bu hatta ait telefon faturalarını ödemişiz. Otomatik ödemeye bağlamışlar.
Sonradan durumu fark ettik.
Durumu Turan Kızıltaş’a sordum.
Haberinin olmadığını söyledi.
HÜSEYİN SEVİNÇ SUÇ İŞLİYOR
Söz konusu telefon hattı, Hüseyin Sevinç’in mesaj havuzuna dönüşmüş. Üyelerimize sürekli mesaj atıyorlar.
Hüseyin Sevinç’i aradım, açmadı.
Kendisi suç işliyor.
Derneğimize ait olan bilgiler üzerinden duyuru yapıyor.
Biz ne zaman bir etkinlik örgütlesek, aynı gün, takip eden saatlerde, başka bir organizasyon düzenleniyor.
Amaçları kafa karıştırmak.
Dava edeceğiz.
BAKİ GÜNGÖR DEDE DEĞİLDİR
Bahçeşehir’de yapılmak istenen Akp güdümlü asimilasyon politikası daha önce Bağcılar’da denendi.
Biz bu oyunları biliyoruz.
Baki Güngör denilen şahıs dede falan değildir.
Bağcılar’da Akp ile işbirliği yapmış, kafasına göre Kırklar Cemevi’nde çalışmalara katılmış bir şahsiyettir.
İran’da 5 sene kalmış, kendi Aleviliği’ni kurma ve yayma çabalarına kalkışmıştır. Alevi toplumu nezdinde itibar bulamamıştır.
Şimdi görüyoruz ki, yoldan çıkan diğer isimlerle birlikte, Canlar Cemevi Derneği yapısı içindedir.
CHP’NİN OYUNUNU BOZDUK
Burada her şeyi açık konuşmakta fayda var.
Önceki Genel Kurul’da Chp’li Başakşehir Belediye meclis üyelerinden bazıları, Chp Başakşehir ilçe başkanı, kongreden bir gün önce derneğimizde kahvaltı programı düzenlediler.
İbrahim Uçar isimli vatandaşı derneğe başkan seçtirmek için girişimde bulundular. Bir araya geldik. 24 saat içinde oyunu bozduk. Mehmet Tosun abimizi başkan seçtirdik.
Mehmet başkanım 10 ay kadar görev yaptı.
Kendisine buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.
GERGİNLİK DIŞARI TAŞTI
Genel Kurul sonlanıp, yeni yönetim şekillendikten sonra, katılımcılar dernek lokalinden ayrılırken dışarıda tatsızlık yaşandı.
Chp’li erkek bir üye, Chp’li kadın bir üyeye ‘’Devrimcilik’’ kavramı üzerinden eleştiri yaptı.
Son kongrede neden şuna destek verdiniz? sorusu ortaya atıldı.
Chp’li kadın üye, kendi düşüncelerine göre duruma izahat getirdi.
Kim daha fazla devrimci sorusu tam karşılık bulamadan araya girenlerin çabasıyla gerginlik bitti.
DENİZ BAKIR (K)AYIPLARDA
Geçtiğimiz günlerde Chp Başakşehir Belediye Başkan Aday Adaylığı’nı açıklayan Chp Başakşehir ilçe başkanı Deniz Bakır, Hakikat Derneği’nin Genel Kurulu’na katılmayarak büyük tepki aldı.
Belediye başkanlığına talip bir siyasetçinin toplumun her kesimiyle kucaklaşıyor olması, barış siyaseti yapması beklenen tavırdı.
Olmadı.
Olamadı.
Saygılarımla
Hakan ZAT
