Milletvekillerimiz birbirlerini ikna edebilmek adına,
ata sporumuz güreş başta olmak üzere, boks,
karate, judo gibi branşlardan örnekler sunarak demokratik
bir ortamda fikirlerini savundular.
Sonuç olarak 4+4+4 isminde yeni bir eğitim sistemimiz
olacak.
Anlayabildiğim kadarıyla henüz kanunu hazırlayanlar
ve komisyondan geçirenlerde yeni yasanın
içeriğini tam olarak kavrayamadılar ki, kanunun
neyi istediği kamuoyu tarafından yeterince sindirilemedi..
Ne getirip, ne götüreceği belli değil. Ancak çocuklarımızın
eğitimi siyasi çıkarların gölgesinde
kalıyormuş gibi geliyor bana. Dolayısıyla da 2023
senesinde dünya devi olma hedefi de rüya olmaktan
öte gidemeyecek diye düşünüyorum.
Eğitim sisteminin iyileştirilmesi isteniyorsa sürelerden
evvel, eğitim kalitesi tartışılmalıydı .
Halbuki, Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk’ün
deyimiyle bir Amerikan ailesinin bütçesi kadar olan
devlet bütçemize rağmen yapılan eğitim atılımları
yaratılan Türk mucizesinin temelini oluşturmuştur.
Başta Atatürk olmak üzere Cumhuriyeti kuran
kadroların eğitime bakışlarına dair bir örnek sunmak
istiyorum. (Turgut özakman. Cumhuriyet 2.kitap)
Yıl 1925.
1924 yılında yurt genelinde yapılan sınavlar
sonucu 22 genç yurt dışına sanat ve bilim eğitimi
için gönderilecektir. Dar imkanlara rağmen masraflar
devlet bütçesinden karşılanacaktır. Sınavlarda
başarılı olan öğrencilerin biriside Konyalı Mahmut
Sadi’dir. Berlin’de biyoloji eğitimi alacaktır.
Sirkeci garında treninin kalkmasını beklerken
korkuları vardır. Devlet fakirdir.
İlk defa yurt dışına çıkacaktır.Ya paramı
yollayamazlarsa, ya unutulurlarsa, ya başarılı
olamazsam.
Gitmekten vazgeçip, garı terk etmeye hazırlanırken,
postacının kendi ismini bağırdığını duyar. Bir
telgrafı vardır. Merakla alır telgrafı, başı döner.
Telgraf ,Türkiye Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa
Kemal’den gelmiştir.”Sizleri birer kıvılcım olarak
yolluyorum, alev olarak geri dönmelisiniz.”yazmaktadır
telgrafta.
Konyalı Sadi şüphelerinden, korkularından utanmış
bir vaziyette trene geri döner.
öykünün devamını kendisinden dinleyelim.
çok başarılı oldum.ülkeme alev olarak döndüm.
önce İstanbul üniversitesi Genel ve Beşeri Fizyoloji
Enstitüsünü kurdum, kürsü başkanı oldum.
Daha sonra ülkemin başbakanlığını yaptım.
Ben kimmiyim? İki satırlık telgrafın yarattığı bilim
adamı Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak..
Saygılarımla.