Gelişimimizi 20 yaşına kadar tamamlıyoruz.
20 yaşından itibaren her yıl “DNA”dan %1’lik bir kayıp oluyor.
%100’nün kaybı için tam 100 yılımız var, birde buna gelişim için geçen süre olan 20 yılı ilave edersek, toplam 120 yıl kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Allah hepimizin sırtına 120 yıllık bir yaşam bataryası vermiş, bir de akıl vermiş bu emanet bedeni uzun yıllar kullanabilmemiz bizim elimizdedir.
Kötü kullanırsanız, ömrünüz kısa olur.
DüNYA VE TüRKİYE’DE öMüR ORTALAMASI
Dünyada en uzun yaşayanlar ülkelerde, kadınlar 88 yaş ortalaması ile erkekler 84 yaş ortalaması ile yaşarken.
ülkemizde bu ortalamaların bir hayli gerisindeyiz.
Türkiye İstatistik Kurumunun Açıklamalarına Göre:
Kadınlar: 76
Erkekler: 71 yıl yaşıyor.
Japon kadınlar 86 yaş
San Marinolu erkekler 81 yaş ortalaması ile en uzun yaşayan ülkelerde 1.sıradalar.
(Dünya genelinde uzun yaşayan ülkeler sıralamasına baktığımızda çok da iyi durumda olmadığımız görülmektedir.)
ülkemizin ekonomik şartları güçlendirdikçe, yaşam kalitemiz dolayısıyla ömür ortalaması da artmış oluyor.
30-40 yıl öncesinde erkekler ülkemizde 50 yaş, kadınlar ise 55 yaş ortalaması ile yaşıyorlardı.
KADINLAR NEDEN UZUN YAŞARLAR?
Bilim adamları, kadınların daha uzun yaşamalarının biyolojik ve genetik farklılıklarından kaynaklandığını düşünüyorlar.
Kadınlarda, kadınsı hormon olan östrojen hormonu, hücrelerde antioksidan üretimini artırıyor.
Antioksidan artınca savunma sistemleri de güçleniyor.
İç ve dış savunma sistemi güçlendikçe yaşlanmada gecikir.
Ayrıca kadın ve erkeklerin çevresel, kültürel ve sosyal bakımdan değişik şartlara maruz kalıyor.
Erkekler iş hayatında çevresel faktörlerde daha çok yıpranıyor.
Kültürel olarak, erkek baba rolünde yıpranması daha çok oluyor.
Kassal olarak erkekler daha güçlü olmasına rağmen, kadınlar duygusal açıdan erkeklere göre çok daha güçlüler.
Eşini kaybeden bir kadın uzun yıllar tek başına yaşayabilmesine rağmen, erkeklerde bu durum tersinedir.