|
|
|
|
|
27 Eylül 2014 Cumartesi 09:42
|
|
|
1125
|
|
|
0
|
|
|
|
|
Asla kalorisi kısıtlanmış diyetleri tercih etmeyin. Doğanın bize sunduğu her şeyi yiyelim. Ama yeterli ve dengeli olmak kaydıyla.
|
- Kaybedilen kilonun 2/3 kas kitlesindendir:
Yarı aç kalarak zayıflama yöntemleri sağlık açısından çok risklidir. Verilen kilonun çoğu gitmemesi gereken kas kitlesinden olur. Bunun sebebi vücudun kendisinden beslenmeye başlamasıdır. Yeterli besin alınmadığında karbonhidrat depoları boşalır. Bu depolar yetersiz kaldığında, kas proteini yakıt kaynağı olarak yakılır.
- Hafif kilosu olanlarda tehlike daha fazladır:
Diyet başlangıcında, kalori kısıtlaması uygulandığında hafif kilosu olanlar, obezlere göre daha fazla vücut kas kitlesinden kaybederler. Aşırı şişman olanların büyük bölümü bu gibi tehlikelere karşı, yağ depolarının daha fazla olması, vücutlarında azotu daha iyi tutmaları ve kas kitlesinin hafif kilolardan anlamlı şekilde yüksek olması başlangıçta onları korurlar. Ama kilo kaybı çoğaldıkça aynı riskler obezler içinde geçerlidir.
- Kalorisi azaltılmış beslenme planları metabolizmanızı yavaşlatır:
Kalori kısıtlaması metabolik ritmi %15-30 arasında düşürerek kilo kaybını daha da zorlaştırır. Yaşla beraber yavaşlayan metabolizmaya birde kalori kısıtlaması yaparak yavaşlatıldığında kilo kaybı tamamen durur.
- Diyete ara verdiğinizde verilen kilolar geri döner:
Kalori kısıtlaması ile verilen kilolar, diyete ara verdiğinizde; yağ depolaması konusunda uyarılmış olan sistem, derhal en yüksek seviyede çalışarak eksilen tüm yağları yerine koyup vücudu eski kilosuna getirir. Aynı kiloya gelmenize rağmen kas kaybı olduğundan başlangıçtaki yağ yüzdenizden daha fazla yağlanmış olursunuz.
- Vitamin ve mineral eksikliği de kilo vermeyi zorlaştırır:
Vücudun gereksinimi kadar besin öğesi alınmadığında vitamin ve mineral eksikliği de kilo vermeyi zorlaştırır. Çünkü depodaki yağları yakacak olan yediğimiz yiyeceklerdeki vitamin, mineral ve sudur.
-Yeterli protein alınmadığında:
Kişinin direnci düşer ve huzursuzluklar görülür. Psikolojik bu olumsuzluklar stresin dozajını artırır. Artan stres yağ yakımını azaltır.
- Kıtlık moduna sokar: Kalorisi azaltılmış diyetler, organizmanın enerji randımanını bozar ve farklı çalışmasına neden olur. Az yese de enerji dengesi bozulduğu için kilo almaktan kurtulamaz.
- Duygusal açlık ön plana çıkar: Az yenildiğinde, ağız açlığı dediğimiz duygusal açlığa karşı kapınızı ardına kadar açarsınız. Tonlarca yemenize rağmen duygusal açlığı da doyuramazsınız.
- Kaliteli uyku olmaz, kilo kaybını yavaşlatır: Şok diyetler kaliteli uykuyu bozar. Vücut dinlenemediğinden dolayı kilo kaybı da yavaşlar.
- İş veremini azaltır: Rejim ve diyet yapma sendromu, stresinizi artırır. Stres iş veriminizin düşmesine neden olur. İş verimini olumsuz etkilendiğini hissettiğinizde de rejimler rafa kaldırılır.
KİLO VERMEDE HEDEFE NASIL ULAŞILIR?
İnsanoğlu hayatta birçok hedefler belirler, bunlardan bazıları mesleki hedefler olabilir, bazıları ise sağlık açısından hedefler olabilir.
Hedefinize ulaşmakta en önemli etken kendinize inanmanızdır.
Kilo vermek, daha sağlıklı olabilmek, kaliteli yaşamak bunlar hepimizin isteği ama bazen de başaramadığımız hedeflerdir.
Olaya; yapabilirim ve yapmak istiyorum kararlılığı ile başlamalısınız.
Acabayla başlayan her hedef baştan %50 başarısızlık ile başlamanıza neden olur.
Başkaları başardı, bende başaracağım düşüncesini ön plana çıkarmanız gerekir.
Arzu etmek ile istemek arasında çok fark vardır.
O zaman kilo vermeyi çok istiyorum düşüncesi ile yola çıkmak gerekir.
Büyük hedefler yerine daha küçük hedefler ile başlamak en doğrusudur.
Kilo vermede; 3 ayda vereceğiniz toplam kilo yerine, zihninize haftaya kadar ne kadar kilo verebilirim düşüncesini yerleştirin.
3 ay sonrası hedeflediğiniz kiloyu devamlı düşünürseniz sizi strese sokarak, başarınızı olumsuz etkileyebilir.
Eğer istediğiniz hedeflere ulaşamıyorsanız, “Beni istediğim sonuçlardan alıkoyan nedir?” sorusu olmalıdır.
Nerede yanlış yaptığınız değil, daha nelere ihtiyacınız olduğu ve daha neleri yapmanız gerektiğidir.
Daha nelere ihtiyacınız olduğunu bulduğunuz anda hem hedeflediğiniz kiloya ya da kilo denetimi dışındaki diğer hedeflerinize de daha kolay ulaşabilirsiniz.
HEDEFE ULAŞINCAYA KADAR VAZGEÇMEYİN…
İnsanoğlunun doğası gereği sıkıntıya karşı dirençleri daha azdır.
Ufak bir olumsuzluk, bazılarını çok kötü etkilerken, bazılarını da hedefe ulaşabilmek için daha fazla çalışmaya iter.
Disiplin, başarıya ulaşmada temel taşlardan biridir.
Disiplinin olmadığı bir yerde kalıcı başarı da olmaz.
Belki hedefinizi yakaladığınızı zannedersiniz ama orada fazla kalamayabilirsiniz.
Eleştirme korkusu, yapmak istediğiniz hedeflerinize engel olabilir.
Yapıcı eleştiriler gibi yıkıcı eleştirilere de dirençli olmanız gerekir.
Kendinizi değersiz, işe yaramaz olarak asla hissetmeyin.
Unutmayın ki canlıların en mükemmeli biziz.
Çok mükemmel bir varlığız.
Çok çabucak bazı özelliklerimizi yitirdiğimiz gibi, aynı hızla tekrar kazanabiliriz.
Yeter ki kendinize zaman ayırın, zamanınızı iyi yönetin, başarı için emek sarf edin.
Herkesin başarılı olduğu hedefler farklıdır.
Siz, dünya rekortmeni bir atlet kadar hızlı koşamazsınız.
O da sizin başarılı olduğunuz bir alanda sizin kadar başarılı olamayabilir.
Yapmak istediklerinizi uygularken, kimseye taviz vermeyin.
Örneğin bugün kendi sağlığınız için ya da kilo verebilme amacıyla yapacağınız bir yürüyüşü, başkaları adına asla ötelemeyin.
Bu sizin ilacınız, mutluluğunuz, sağlığınız, nefes alıp verme gibi soluğunuzdur.
Heyecanınızı hiçbir zaman yitirmeyin, heyecanın bittiği yerde kalıcı başarı olamaz.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|