|
|
|
|
|
|
|
29 Aralık 2014 Pazartesi 17:20
|
|
|
1151
|
|
|
0
|
|
|
|
|
|
Bugün dünya genelinde kilo denetimi konusunda 20.000’in üzerinde diyet modeli vardır. —Bir diyetin önünde uzman ismi, sanatçı adı, memleket adı gibi ekler konulduysa veya “sihir, mucize” gibi yakıştırmalar eklendiyse bunlar şarlatan diyetlerdir.
|
abortion pill online usa where to buy abortion pill in usa
1. Kalori kısıtlaması yapılan diyetler.
2. Aç kalarak kilo verdirmeye çalışan diyetler.
3. Proteinden zengin, karbonhidrattan fakir diyetler.
4. Karbonhidrat ile proteini ayıran diyetler.
5. Kan grubu diyetleri.
6. Otlarla zayıflama diyetleri.
7. Su atıcı çaylar ya da bitkilerle yapılan diyetler.
8. Diğer ismini yazmaya gerek duymadığım diğer tüm şarlatan diyetler.
Kalori Kısıtlaması Olan Diyetlerin Sakıncaları
*İhtiyacınız olan kaloriden daha azı ile beslenerek verdiğiniz kilolar, unutmayın ki hızla geri dönecektir.
*Geri dönen kilolarda önceki kilolardan daha fazla yağ yüzdesi oluşur.
*Çünkü verilen kilolar yağ yerine yağsız vücut kitlesini oluşturan kas ve su kaybıdır.
*Düşük kalorili diyetlerde günlük tükettiğiniz karbonhidrat da yetersiz olacağından, vücudunuz karbonhidrat depolarını(glikojen)kullanmaya başlar.
*Depolardaki glikojenler glikoza çevrilirken 1 birime karşılık 3 birim su açığa çıkar, açığa çıkan su böbrekler yoluyla atılır.Yağ yerine su kaybedersiniz.
*Glikojen depoları bittiğinde, vücut glikoz ihtiyacını karşılamak için kas dokularını parçalar. *Proteinleri parçalayarak glikoza çevirir.
*Böylece kaslarınızı da yakmaya başlamış olursunuz.
*Düşük kalorili diyetler ile metabolizmanız da yavaşlamaya başlar.
*Zaten yaş ilerledikçe metabolizma hızınız düşmeye başlıyor.
*27 yaşından itibaren her 5 yılda bir metabolizma hızınız %3 yavaşlar.
*Her %3 lük yavaşlama yakamadığınız sürece ayda 250 gram yağlanma demektir.
*47 yaş sonrası %12’lik metabolizma yavaşlaması yakamadığınız sürece, ayda 1 kilo yağlanmanıza neden olur.
*Düşük kalorili diyetler ile mide problemleri, kabızlık olur.
*Çabuk yorulma dolayısıyla iş veriminde düşmeler olur.
*Hormonal bozukluklar, kadınlarda adet düzeni bozuklukları, erkeklerde seksüel güçte azalma olur.
*Her iki cinste saç dökülmeleri, vücutta ve ciltte yaralar oluşması, tırnak kırılmaları sık görülür.
*Gelişim çağındaki gençlerin gelişimlerini olumsuz etkiler.
*Hızlı yağ parçalanmaları, küçük damarların tıkamasına, kalpte ritim bozukluklarına neden olur.
*Bu ritim bozukluğu da ani ölümlere yol açabilir. Aç Kalarak Kilo Vermenin Sakıncaları
*Şunu asla unutmayın, deponuzdaki fazla yağları, yeterli ve dengeli beslenerek, yediğiniz yiyeceklerde vitamin, mineral ve su ile yakabilirsiniz.
*Aç kaldığınızda vücudunuzun direnci azalır.
*Bağışıklık sisteminiz zayıflayacağından hastalıklara karşı kapıyı ardına kadar açarsınız.
*Kemik kayıpları ve damarlarınızın yapılarında sorun yaşarsınız.
*Yarı aç kalarak zayıflama yöntemleri sağlık açısından çok risklidir.
*Verilen kilonun çoğu gitmemesi gereken kas kitlesinden olur.
*Bunun sebebi vücudun kendisinden beslenmeye başlamasıdır.
*Yeterli besin alınmadığında karbonhidrat depoları boşalır.
*Bu depolar yetersiz kaldığında kas proteini yakıt kaynağı olarak kullanılır.
*Diyet başlangıcında kalori kısıtlaması uygulandığında; hafif kilosu olanlar obezlere göre daha fazla vücut kas kitlesinden kaybederler.
*Aşırı kilolu olanların büyük bölümü bu gibi tehlikelere karşı; yağ depolarının daha fazlası olması, vücutlarının azotu daha iyi tutması ve kas kitlelerinin anlamlı şekilde yüksek olması nedeniyle, başlangıçta hafif kilolulara göre daha dayanıklıdır.
*Ama kilo kaybı çoğaldıkça aynı riskler obezler içinde geçerli olur. Proteinden Zengin, Karbonhidrattan Fakir Diyetlerin Sakıncaları
*Bugünlerde çok popüler olan bu beslenme modelinde sunulan görüşe öncelikle bakalım: “Eti ve yumurtayı sınırsızca yiyebilirsiniz, ekmek, pilav, makarnayı hatta meyveyi yaşantınızdan tamamen çıkarın.”
*Bu ilkeleri yaşantınıza adapte ettiğinizde bakınız başınıza neler gelecek;
*Eğer ekmek, pilav, makarne ve meyveden alacağınız karbonhidratları kısıtlarsanız; depolarınızdaki yağların yakılma süzeni iyi çalışmaz. ,
*Yağlar ayrışmadan ve yanmadan atılırlar bu da belirli bir kalori kaybına neden olur. *Zayıflama amaçlı da olsa bu tür diyetler kanınızdaki su, tuz ve asit- baz dengesini bozar.
*Bu tip diyetler uzun süreli uygulanırsa yaşamınız tehlikeye girebilir.
*Kalp krizi geçirme riski artabilir ve sizi ölüme sürükleyebilir.
*Kısaca bu tür diyetler diyabet komalarında ki hızlı kilo kaybını size yaşatır.
*Baş ağrısı, kabızlık, ağız kokuları, hatta meme ve prostat kanseri riskleri artar.
*Yüksek proteinlerle beslenme kemik erimelerine neden olur.
*Çünkü aşırı protein, kemiklerden kalsiyumun çekilmesine neden olur.
*Beyin yağlarla ve proteinlerle beslenmez, beyin tek enerji kaynağı karbonhidratlardır.
*İyi ve kaliteli karbonhidratı yeterince almazsanız beyin fonksiyonları iyi çalışmaz.
*Zihinsel performans düşer, çalışıyorsanız iş veriminiz, öğrenciyseniz ders veriminiz azalır. *Yüksek proteinli diyetler karaciğer ve böbrek gibi organların aşırı çalışmasına ve yorulmasına neden olur.
*Düşük karbonhidrat yüksek protein diyeti, idrarınızda böbrek taşı oluşumunu engelleyen “sitrik tuzu” oranını %25 azaltır, sonuçta böbrek taşları hızla oluşur.
*Vücut enerji kaynağı olarak karbonhidratları bulamadığında, vücut proteinleri parçalar. *Proteinler glikoz oluşturan yağlara yöneldiğinde de kandaki asit miktarı artar.
*Bu durum kandaki yağ ve kolesterolün yükselmesine dolayısıyla kalp ve damar hastalıklarına yol açar.
*Ekmek, makarna, pilav, patatesi reddedip et ve yağa ağırlık verdiğinizde size kilo kaybettirebilir ama gut hastalığına ve organ hasarına neden olabilir.
*Kalp kasını bile yakabilir.
*Karbonhidratları yaşantınızdan çıkarttığınızda serotonin eksikliği stresin artmasına neden olur.
*Artan stres metabolizmanızı yavaşlatır, ayrıca bağışıklık sisteminizi de çökertir.
*İyi karbonhidratları eksik aldığınızda kas gücü kayıpları olur.
*Kas kaybı demek verdiğiniz kiloların hızla geri dönmesi demektir.
*Birde diğer görüşe bakalım: “Ara öğünleri kesinlikle tüketmeyin.”
*Gerekçesi; leptin hormonu salgılanması yemek yedikten 4-5 saat sonra devreye giriyormuş. *Vücut ara öğün ihtiyacını bu yağlardan sağlıyormuş.
*Leptin hormonu salgılanmasına izin verirsek kilo verirmişiz.
UYARI Leptin hormonunun gerçek anlamda etkinliğini yitirmesi “aç kalarak kilo vermede” ortaya çıkmaktadır. Leptin hormonunun bu şekilde baskılanması sonucu verilen kilolar hızlı bir şekilde geriye döner.
SONUÇ Ara öğün tüketilmediğinde metabolizma hızı yavaşlar. Algılama süreçleri uzar, konsantrasyon bozuklukları görülür, dikkat dağılır.Kan şekeri düşmesi stres hormonlarını arttırır. Bu durum aşırı glukagon salgılanmasına neden olur, artan glukagon da kas proteinlerini eritir. Ara öğünler tüketilmediğinde insülin direnci artar.
ÇÖZÜMLeptin salgılamasını arttırmak için ara öğünleri kaldırmak yerine; bir saatten fazla oturur vaziyette kalmamak yeterlidir.Yapacağınız masa başı egzersizleri veya bir saati aşmadan yapacağınız ofis içindeki yürüyüşler leptin hormonunu tetikler. Geceleri 7,2 saat düzenli uyku 6,3 saat uykudan daha fazla leptin hormonu salgılatır. Kalori kısıtlaması yapılmadan beslenme planlanmalıdır. Bu şekilde ara öğün atlandığında başınıza gelecek tüm olumsuzluklardan da kendinizi korumuş olursunuz.
Karbonhidrat İle Protein Ayrıştıran Diyetlerin Sakıncaları
Karbonhidratlarla proteinler birlikte de, ayrı ayrı da tüketseniz, fazla yenildiğinde her iki yöntemle de fazla kalori aldığınızdan, kilo alırsınız. Bu tip diyetler için bilimsel metotlar ile klinik bir çalışma yapılmış ve hiçbir yayın yapılmamıştır.
Kan Grubu Diyetlerinin Sakıncaları Kan grubuna göre beslenme düzenlenmez! İşin aslı kan tahliline bakılarak oradaki değerlere göre beslenme planı hazırlanır. Siz siz olun; bireyin besin tüketiminin kan grubuyla ilişkisi olmadığı görüşünü asla unutmayın!
Otlarla Zayıflamanın Sakıncaları Doğanın bize sunduğu besin öğelerinde ne yazık ki tek başına kilo verdiren mucize bir besin yok.C vitamini bakımından zengin besinler kilo verme programlarında her zaman bir adım öne çıkarlar. Fakat bunları tüketip sırtüstü yatarsanız hiçbir etkisi olmaz.C vitamini yağ yakılmasını hızlandıran sisteme etkili deyip, kızarmış ekmeğin üzerine tereyağı sürerseniz sonunda ne olacağını siz tahmin edin. Bunlar kilo verdiyor düşüncesiyle yola çıkıp, 1 kilo meyveyi bir oturuşta tüketmeyin. 1 kilo meyvedeki karbonhidrat, 1 adet somun ekmektekiyle aynı orandadır.Tek başlarına yağ yakma özellikleri kesinlikle yoktur. Katı görünümdeki yağların üzerine bunları sıkın, baktığınızda yağların erimediğini görürsünüz.Aynı denemeyi sıvı yağlarda da uyguladığınızda yağların içine karışmadığını görebilirsiniz. Su Atıcı Çaylar Ya Da Bitkiler Kilo Verdirir Mi?Bu ürünler vücudunuzda bulunan, yaşam için en önemli besin kaynağı olan suyun atılımını hızlandırır. Aynen su kaybını hızlandıran sauna eşofmanları gibi, sağlığınız su kaybının çoğalmasından dolayı bozulabilir. Unutmayın ki hücre içi ve dışı sıvı ne kadar çoksa, depodaki yağları o derece kolay yakabilirsiniz. Su kaybı çoğaldıkça depodaki yağların yakımı da zorlaşır.
SONUÇ Yukarıda bahsettiğim ve yazmaya bile gerek duymadığım diğer tüm şarlatan diyetlerin hepsini su dolu bir küvete koyun. Küvetin içerisine bir plastik top atın. Bu plastik topu suyun içine doğru elinizle bastırın. Eliniz topun üzerinde durduğu sürece top yukarı fırlamaz.Topun üzerinden elinizi çektiğiniz anda top hızla suyun üstüne çıkar. Sizde şarlatan diyetler ile kilo vermeye kalkarsanız verdiğiniz kilolar aynı hızla geri dönecek. Geri döndüğü zaman yağ yüzdenizin başlangıçtan daha da yüksek olacağı gerçeğini de asla unutmayın. Üstelik sağlığınızı da bozmuş olacaksınız.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
| POPÜLER HABERLER |
|
|
 |
|
|
| SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|
|
|