|
|
|
|
|
12 Aralık 2018 Çarşamba 00:30
|
|
|
2105
|
|
|
0
|
|
|
|
|
PROF DR.AYHAN DİNÇKAN İstinye Üniversite Hastanesi Organ Nakli Merkez Başkanı
Organ ve doku nakli.
|
Kronik organ yetersizliğiyle boğuşan hastaların yaşamla ölüm arasındaki ince çizgisi.
Bir yanda son nefesini verenlerin, diğer yanda hayata tutunmayı bekleyenlerin dramatik süreci.
Türkiye, organ ve doku nakli ameliyatı kriterlerinde çok başarılı bir seviyede.
Nakil uygulamalarının sonuç tablosu gayet olumlu.
Fakat, organ ve doku bağış oranları henüz istenilen boyutta değil.
Organ nakli listesindeki hastaların yarısından fazlası, mücadelenin ortasında savaşı kaybediyor. Duygusal yolculuğun her aşaması sabır, direnç ve bilinç gerektiriyor.
İstinye Üniversite Hastanesi Organ Nakli Merkez Başkanı Profesör Doktor Ayhan Dinçkan, ülkemiz için büyük önem taşıyan konunun ayrıntılarını açıklıyor.
Sizi tanıyalım sayın hocam.
1972, Rize Kırcaali doğumluyum. Genel cerrahi profesörüyüm. Cerrahi eğitiminin üzerine Organ nakli cerrahisi eğitimi aldım. 2004 yılında genel cerrahi uzmanı, 2007’de yardımcı doçent, 2009’da doçent, 2014 yılında profesör oldum. Türkiye’de organ nakli konusunda ilk üçte yer edinen ve konusunda öncü kabul edilen Akdeniz Üniversitesi’nde genel cerrahi ihtisasını tamamladım.
2011 senesinde Akdeniz Üniversitesi Organ Nakli Merkez Müdürü olarak atandım. 2015 yılından beri İstanbul’dayım. İstinye Üniversite Hastanesi’nde yıllık 250 böbrek- pankreas nakli ve 100 karaciğer nakli yapma hedefiyle çalışıyoruz. Amacımız organ bekleyen son hastaya kadar nakil yaparak, organ nakli mucizesini yaratmak. Şu an gayet iyi gidiyor.
Organ nakli kavramını kısaca tanımlar mısınız?
Konuyu, organ ve doku nakilleri olarak iki gruba ayırmak gerekir.
Organ nakli, vücutta görevini yapamayan organ ve dokuların yerine başka insan bedenlerinden organ alınması hadisesidir. Böbrek nakli, dünyada en çok ihtiyaç duyulan organ nakli türüdür ve kronik böbrek hastalığında yapılır. Tip 1 şeker hastalığında pankreas nakli, karaciğer yetmezliğinde yapılan karaciğer nakilleri yanında kalp, akciğer ve ince barsak nakilleri, kornea, tendon, deri, kalp kapağı gibi doku nakilleri diğer organ nakli türleridir.
Böbrek naklini konuşalım.
Böbrek nakilleri, kronik böbrek yetmezliği olan hastalara yapılır. Nakil bir sonuçtur. Öncelikle böbreği o hale getiren hastalıkları araştırmak gerekir. Şeker ve hipertansiyon önemli nedenlerdir. Nefrit böbrek iltihapları, mekanik sıkıntılar, prostat büyümesi ve taşa bağlı tıkanıklıklar, idrar yolu enfeksiyonları böbreği harap edebilecek etkenlerdir.
Böbrek, kılcal damar yumağından oluşmuş 250 gram ağırlığında bir organdır. Kılcal damarların en yoğun olduğu göz, kalp ve beyin damarlarında görülecek sıkıntılardan önce böbrekler etkilenir. Yani sistemik hastalıklara bağlı böbrekte gelişen hasar geri dönüşü olmayan duruma geldiğinde ve yetmezlik geliştiğinde nakil kaçınılmazdır.
İnsanlar böbrek rahatsızlıklarını nasıl anlayabilir?
İdrar yolundan kaynaklı tüm problemler, tansiyon değişiklikleri, ani baş ağrıları ve sistemik hastalıklar sıkıntıların habercisidir. İnsanlarımız ne yazık ki, idrar yapma zorluklarını yaşarken tedaviyi düşünmüyor. Durumunu öğrenme ihtiyacı hissetmiyor ve muayeneyi sürekli erteliyor. Hastaneye gittiğinde ise böbrek için geç kalınmış oluyor. Böbrek süzmemeye başladığında, toksik maddeler ve kreatin yükseldiğinde riskli süreç başlıyor. İnsan vücudunda iki böbrek vardır. Bazı insanlar doğuştan tek böbrekle dünyaya gelirler ve böyle yaşarlar. Tansiyon ve şeker gibi sistemik hastalıkların tetiklediği hallerde her iki böbrekte zarar görür. Taşa bağlı mekanik sistem rahatsızlıklarında ise tek böbrek etki alır. Böbreği korumak ve erken davranmak esastır.
Çocuk ve yetişkinler için işleyiş farklı mıdır?
Pediatrik grup yani çocuklar ile yetişkin grup arasında sebep sonuç ağı farklılıklar gösterir. Çocuklarda böbrek hastalığına yol açan alt nedenler, gelişim problemleri, idrarın böbreğe doğru kaçak yapması yani reflü, idrar kanalı gelişimine bağlı sorunlar, idrar sisteminin herhangi bir noktasında oluşan kapakçıklar olarak sıralanabilir. Söz konusu sorunlar erken dönemde tedavi edilmezse, böbrek kaybı yaşanabilir. Çocuklarda idrar yoluyla ilgili her semptom dikkate alınmalı, incelenmelidir. Yapılacak tetkikler ile böbrek yetmezliğinin önüne geçebilir. Yetişkinlerde ise mutlaka tahlil gerekir. İdrarda azalma, tansiyon, böğür ağrısı, idrar şikayetiyle ilgili her durum ciddiye alınmalıdır. Enfeksiyon varsa tedavi uygulanmalıdır. Prostata öncüdür. Tedavi doğru ve zamanda yapılırsa, böbrekler kurtulur. Prostat tedavi görmezse, böbreklere vurur.
Rakamlar ve istatistikler ne durumda?
Türkiye’de 100 bine yakın hasta organ nakliyle ilgili risk grubunun içinde. Tabi biz dördüncü evreden bahsediyoruz. Durumunun farkında olmadan yaşayan insanları da potansiyel hasta adayı sayarsak, bu sayı inanılmaz noktalara ulaşır. Önemli ve değerli olan böbrek yetmezliği son döneme gelmeden tedbirini almaktır. Türk Nefroloji Derneği verilerine göre ülkemizde 80 bin böbrek hastası diyaliz tedavisi görüyor. Bunun 23 bini organ nakli bekleme listesinde kayıtlı. Geri kalan 57 bin hasta ya nakil düşünmüyor, ya yaşa bağlı sebeplerden dolayı çekimser kalıyor. Diyaliz maliyetli, yorucu ve zor bir tedavi süreci. Hastayı sürekli makineye bağlı halde yaşatmanız imkansız. Böbrek nakli yaşam konforu, maliyet yönü ve rahatlığı nedeniyle tercih sebebi.
Nakil için organ bağışı hangi yollarla gerçekleşiyor?
İki ana kaynağımız var. İlki beyin ölümü gerçekleşen kadavralardan gelen organ bağışları, ikincisi ise canlı verici bağışları. Kadavradan aldığımız organları bekleyen çok sayıda hasta var. Canlı vericiler ise aile ve akraba ilişkilerine dayalı bireyler arasındaki bir süreç. Hastaya dördüncü dereceye kadar olan yakınlar organ bağışlayabiliyor.
Organ bağışı oranında yeterli seviyede miyiz?
Kadavradan bağış konusunda maalesef değiliz. Dünyada organ bağışı ortalaması milyon nüfus başına 25 bağıştır. Hırvatistan, İspanya, Amerika gibi ülkelerde bağış miktarı çok daha üst limitlerdedir. Türkiye’de ise milyon nüfus başına 7.2 bağış ortalaması görülür. Yani, olması gerekenin dörtte biri oranında bağış alabiliyoruz. 3-9 Kasım Organ ve Doku Bağışı Haftası boyunca insanları konu hakkında bilgilendirmeye, özendirmeye çabalıyoruz. Bağış yapılmadığında her gün 7-10 hastamız hayatını kaybediyor.
Sistem nasıl organize oluyor?
Her şey Sağlık Bakanlığı’nın kontrolünde. Tüm organ nakil merkezleri, ulusal koordinasyon merkezine bağlı. Orada organların kime takılacağının listesi mevcut. Sistem böyle yönetiliyor. Kadavradan elde edilen organ kamu malı statüsüne kavuşuyor. Canlı verici opsiyonunda ise kanunlar ve yönetmelikler net. Aile bireylerinin kimlikleri, noter onaylı akrabalık belgeleri bize geliyor. İnceledikten sonra kanaatimizi belirliyoruz. Akrabalık bağı bulunmayan, ama komşu, yakın arkadaş olanların bağış prosedürleri İl Sağlık Müdürlüğü etik kurul komisyonu tarafından değerlendiriliyor. Hasta ile canlı verici arasında çıkar alışverişi yoksa bağış talebi kabul görüyor. Yani, organ nakli konusunun tıbbi yönü kadar yasal yönü de önem ve sorumluluk taşıyor.
Böbrek naklinde başarı oranı nedir?
Başka vücuttan alınan organlar yeni bedenlerde yabancı protein niteliğindedir. Nakil yapılan bünye önce savunma geliştirip yeni duruma savaş açıyor ve organı tanımaya çalışıyor. Öncü testler yapıyoruz. Çeşitli ilaç destekleriyle adaptasyonu sağlıyoruz. Tıp bazen çaresiz kalsa da, böbrek nakillerinde ameliyat başarı yüzdesi yüzde 98-99 oranında. Takılan böbrekler düzenli çalışıyor.
On yıl sonra böbreklerin sağlıklı çalışma kalitesi yüzde 70’lere kadar düşebiliyor.
Karaciğer nakillerinde durum nedir?
Karaciğer metabolizmanın beyni gibidir. Nakil uygulamasında ameliyat başarı oranı yüzde 90-95 aralığındadır. Sekiz parçalı legoya benzeyen bir yapıya sahiptir. Biz karaciğerin belirli parçalarını hem alıcıya, hem vericiye bölüştürerek belli bir sınırdan ikiye bölebiliyoruz. Karaciğer bir müddet sonra büyür, gelişir ve ideal boyutlarına geri döner. Kronik karaciğer hastalığına yani siroza yol açan sebeplerin irdelenmesi gerekir. Yetişkinler için viral hepatitler, alkol tüketimi, metabolik hastalıklar önde gelen nedenlerdir.
Ancak NASH (non alkolik steatohepatit) diye tabir ettiğimiz kiloya bağlı karaciğer yağlanması son yıllarda karaciğer sirozuna yol açan önemli bir sorun haline geldi. Alkol kullanımının fazlalığı, kötü beslenme, şeker hastalığı ve aşırı kilo NASH hepatitler için en muhtemel sebeplerdir.
Karaciğer kendi kendini yenileyen organ olarak bilinir. Evet doğrudur. Ama sağlıklı karaciğer kendisini yeniler. Sirotik yani hastalıklı karaciğerler kendini yenileyemez.
Çocuklarda ise safra yollarının gelişmemesi ve metabolik hastalıklar ilk sırada yer alır ve zaman yitirilmeksizin tedavi edilmelidir. Mantar zehirlenmesi, ilaç zehirlenmesi gibi akut karaciğer yetmezliğinde, karaciğer birden çöküş yaşar. Mantar sezonunun açıldığı bu günlerde dikkatli olalım.
Organ nakli konusunda yaş kriteri var mıdır?
Eskiden 65 yaş üzerindeki insanların organ nakli sürecine dahil olamayacağı öngörülürdü. Cerrahi teknik olarak çok başarılı ameliyatlar yapıyoruz. Yabancı organı diğer vücutta ilaçlarla yaşatmayı, çalıştırmayı öğrendik. Yaşa bağlı sınırlar kalktı. Ben, 90 yaşındaki kadavranın karaciğerini 50 yaşındaki hastaya naklettim. Seksen yaşındaki başka bir hastamız ise, oğluna tek böbreğini verdi.
Diyarbakır’dan gelen 3.5 aylık bir bebekten aldığımız böbrek 2 yaşındaki çocuğa takıldı.
Kalp canlı vericiden alınamayacağı için sadece kadavradan temin edilebiliyor.
Akciğer, ince bağırsak, pankreas gibi organ nakillerinde de kadavralar tercih ediliyor.
Kadavra tabirine giren hasta grubu kimler?
Beyin ölümü gerçekleşmiş yoğun bakım hastaları. Bitkisel hayatla karıştırmamak lazım. Bitkisel hayatta beynin kan akımı devam eder. Hasta kendi solunumunu yönetebilir durumdadır. Beyin ölümünde ise beynin kan akımı tamamen sıfırdır. Sadece makinalar ile sistemik dolaşım sürüyor durumdadır. Tanı yoğun bakım servisinde konulur. Bir insana beyin ölümü tanısı konmuş ise hayatını kaybetmiş durumdadır ve artık yaşama dönmesi imkansızdır. Diğer servislerde ya da sokakta, evde kalbi durarak ölmüş hastalar kadavra değildir. Organlarını kullanamazsınız.
Bu zor kararı kimler veriyor?
Yoğun bakım veya anestezi uzman doktoru ile nöroloji hekimi veya beyin cerrahından oluşan iki imza ile beyin ölümü tanısını konuluyor. Bu tip hastaları birkaç saat dışında yaşatmanız mümkün değildir. Tanı konulduktan sonra durum organ nakli koordinatörüne bildiriliyor. Koordinatör durumu raporluyor ve bakanlık görüşünü alıyor.
Sonra duygusal süreç başlıyor. Aileye ölüm haberi veriliyor ve organ bağışı talebi iletiliyor. Yakınları için zor bir karar dönemi. Organ bağışının manevi vasiyet yönü anlatılıyor ve bekleyen hastaların durum bilgileri paylaşılıyor. Hasta yakınlarından en az iki kişinin rızası olması halinde organ bağışı prosedürleri ilerliyor. Dolaşımı devam eden hasta ameliyata alınıyor. Organları çıkartılıp, estetik şekilde vücudu dikiliyor. Dini vecibelere uygun biçimde bütün olarak ailesine teslim ediliyor.
Röportaja eklemek istediğiniz son bilgileri alalım hocam.
En iyi organ sahip olduğumuz organdır. Önce organlarımızı koruyalım. Genel sağlık kurallarına uyalım. Organ bağışı bekleme listesindeki hastaların yarısından biraz fazlası zamanında organ bulamadıkları için hayatlarını kaybediyor. Türkiye, organ naklinin ameliyat kalitesi konusunda çok iyi durumda. Kanun, yönetmelik ve yönergelerimiz gelişmiş ülkelerden daha ileri safhada. Toplumsal gelenekler, fiskos gazetesi, medyada çıkan yanıltıcı haberler organ bağışının artmasına engel olabiliyor. Kadavradan bağış konusunda kamuoyunu daha fazla bilinçlendirmek gerekiyor. Böbrek naklinde dünyada ilk onun, karaciğer naklinde ise ilk ikinin içindeyiz. Ülkemizde canlı vericilerden gelen bağışlar sayısal olarak önde. Amerika’da ise bağışların yüzde 90’a yakını kadavralardan. Yapılan nakillerin yüzde 6’lık dilimini yabancı hastalar oluşturuyor. Sağlık turizmi açısından önemli katma değer yaratıyoruz. Türkiye’de yılda 3200 civarı böbrek nakli, 1200-1400 civarında karaciğer nakli, yanında kalp nakli, yine pankreas, ince bağırsak nakilleri de sınırlı sayıda gerçekleştiriliyor.
Ülke olarak Uzman ve hekim kadromuz çok yetkin. Gelişmiş ülkelerin ilerisindeyiz. Organ bağışını artırmak birinci görevimiz. Yani öldükten sonra toprak altına konulacak organlar hiç kimsenin işine yaramaz. Oysa ki yaşama tutunmak için bu organlara ihtiyaç duyan binlerce insan var ve organ bağışına destek bekliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
POPÜLER HABERLER |
|
|
|
|
SON HABERLER |
|
|
|
|
|
|